görün(e)meyen adam

zaman zaman kenarda durup imrenirsin o ortama geldiğinde 'vay şenol nasılsın?', 'abi nerelerdesin be abi!', 'alemin kralı geldi ya' gibilerinden karşılanan müptezellere. hiç onlar gibi olamamışsındır. geldikleri gibi bütün gözler onların üzerindedir. onlar da gözlerini, gözleri onların üzerinde olan gözlere çevirirler. ah şu gözler. sen yine malsındır. yine bir kenarda 'depresyondayım... gülmeyeyim ben' triplerindesindir. herkesler ortamdan payına düşeni alır. sana da pastanın üstündeki ucuz şekerlemeden yapılan gül başları kalır.
daha çocukluğundan kendini belli etmişsindir zaten. herkes eriklere dalarken, sen dalmazdın. ama sırf sizin bahçedekilere de sıra gelmesin diye.
hep böyle içten içe çıkarcı, opurtünist bir tutum sergiledin. ya da daldınsa da o eriklere kırk yılın başı, mal gibi seni yakalamıştır mülk sahibi. kulağından çeke çeke de ana ocağına teslim etmiştir seni. rezil bir adamsındır yani. herkes her şeyi yapar, bir şey olmaz. amma ve lakin sen ne yaparsan yap en boktan şeyler seni bulur. herkes istiklal'de alkol alır, sen eline aldığında hep birilerinden laf yersin. sonunda da bi' polis gelir, olaylar gelişir...

ve ömür böyle gelip geçer. hep 'bir gün değişeceğim' dersin. yataktan her kalktığında o günün farklı olduğunu düşünürsün. seni büyük serüvenlerin beklediğini, dışarı çıktığında bütün kızların/erkeklerin sana çıkma teklifi edeceğini, girdiğin ortamlarda karnaval havası yaşatacağını, umursanan ve önemsenen insn muamelesi göreceğini, hayatı bir yerinden yakalayacağını sanırsın. o umut yine sinsice bütün bedenini/bünyeni/tinini esir almıştır. hatta daha romantik şeyler düşünürsün. şu burgulu bok misali holivut'un romantik komedi filmlerinden kopma sahneler. ve sonra mükemmel bir final sekansı. ah seni gidi işgüzar yelloz. vay seni kamil.

hasılı kelam, hayat, çılgınlar ve diğerleri etrafında dönüyor artık. ani kararlar verip hemen eyleme geçen insanlar saygıyla karşılanıyor. arkasından 'çılgın yaa...' diye tebessümlü bir şekilde, içten pazarlıklı olarak veryansın ediliyor. sen hep beride kalan insan olursun. herkes her şeyi yapar ve sana da yine beriden bakakalıp 'vay be' demek düşer. sen ola ola şu sergüzeşt dünyada 'vay be insanı' olmuşsundur. giden değil, her zaman kalan insan olmuşsundur. zaman akıp geçer. ve bir gün ölüm seni ansızın yakalar. sen, yapmak istediklerin ve yapmaya çalışıp içine sıçtıkların artık son bulur. tek suçun biraz çılgın olamamak. tek suçun özgüven duygunun ayyuka çıkmış olamaması. geçtim o kadarını kendine zerre güvenin olmaması. hatta 'özgüven' hususunu da geçtim, senin sorunun tam olarak 'kendine güvenen, kasıntı ve prensipli insan olmamak için zorlayan insan' olmaktır.

zaten evvel zamanından beri mevcudiyetinin farkına varılmamasını da sen istemiştin lakin yine de imrendin başkalarına vahice. ama hiçbir zaman hayat senin için 'ben ve diğerleri' umarsızlığında geçmedi. duyarlı adammışsın hafız. gel gör ki hayat bir kere. yani yapacağını yap amma yine de ölçünü yitirme yiğit oğlan/can kız. mevcudiyet durumunu da o kadar içerleme. alt tarafı hayat, üstü heyhat! bugün tazesin, yarın bayat.

Hiç yorum yok: